Banka veya Kredi Kartının Kötüye Kullanılması Suçu Nedir? (TCK 245) Banka veya kredi kartının kötüye kullanılması suçu, başkasına ait banka veya kredi kartlarının hukuka aykırı bir şekilde kullanılması veya başkası adına sahte olarak kart üretilmesi, satılması, devredilmesi, sahte kartın kabul edilmesiyle oluşan bir bilişim suçudur (TCK md.245). Bu suça halk arasında “kredi kartı dolandırıcılığı suçu” da denilmektedir. Banka veya kredi kartının kötüye kullanılması suçu, TCK’da “Bilişim Alanında Suçlar” başlığı altında düzenlenmiştir. Bilişim suçları, bilgisayar, tablet, cep telefonu gibi çağdaş iletişim araçları veya pos makinası gibi alışveriş araçları kullanılarak elektronik ortamda işlenen suçlardır. Banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması suçu üç farklı biçimde işlenebilir: • Başkasına ait gerçek bir banka veya kredi kartının kötüye kullanılması (TCK md.245/1),• Sahte banka veya kredi kartı üretmek, satmak, devretmek, satın almak veya kabul etmek (TCK md.245/2),• Sahte bir banka veya kredi kartını kullanmak suretiyle kendisine veya başkasına yarar sağlamak (TCK md.245/3). Banka veya Kredi Kartlarının Kötüye Kullanılması Suçunun Unsurları Başkasına Ait Gerçek Bir Banka veya Kredi Kartının Kullanarak Yarar Sağlama (TCK 245/1): Başkasına ait kart herhangi bir şekilde ele geçirilip kart sahibinin rızası dışında fail tarafından kullanılarak kendisine veya başkasına yarar sağlanması ile suçun bu şekli oluşur. Banka veya kredi kartının failin eline ne şekilde geçtiğinin bir önemi yoktur. Kartın kart sahibinden izinli elde edilmesi halinde dahi bu fıkradaki suç işlenebilir. Aşağıdaki tüm hallerde suçun bu şekli işlenmiş olur: • Banka veya kredi kartı sahibinin rızası ile (izinli) elde edilmesine rağmen rızasına aykırı bir şekilde iade edilmeyerek kullanılması,• Banka veya kredi kartının hırsızlık suçu işlenerek çalınarak kullanılması,• Banka veya kredi kartının herhangi bir yerde bulunması ve kullanılması,• ATM cihazına düzenek kurarak kartı elde ettikten sonra kullanılması. Kanuni düzenleme karşısında şu şartların gerçekleşmesi halinde TCK m.245/1’deki suç vücut bulacaktır: a- Başkasına ait banka veya kredi kartının her ne suretle olursa olsun ele geçirilmesi veya elde bulundurulması, b- Kart sahibinin veya kartın kendisine verilmesi gereken kişinin rızası olmaksızın kartın kullanılması veya kullandırılması, c- Kişinin kendisine veya başkasına yarar sağlaması. TCK’nın 245/1. maddesinde yer alan “her ne suretle olursa olsun” ifadesi ile banka veya kredi kartının kanunlarda suç oluşturmayan eylemlerle ele geçirilmesi kastedilmektedir. Bu düzenleme ile kanun koyucu, banka ya da kredi kartının failin eline hukuka uygun yollardan geçmesi hâlinde doğabilecek tereddütleri gidermek istemiş ve bu ele geçirme hukuka uygun olsa bile banka ve kredi kartlarının kötüye kullanılmasını yaptırıma bağlamıştır. Bununla birlikte, söz konusu suçun maddi unsurunun gerçekleşmesi bakımından banka veya kredi kartının ele geçirilmesinin veya elde bulundurulmasının hukuka uygun olup olmadığı veya suç teşkil edip etmediği önemli değildir. Kart, sahibinin rızası dışında ve/veya suç teşkil eden yöntemlerle elde edilmiş olabileceği gibi, sahibinin rızası ile ele geçirilmiş de olabilir. Her iki hâlde de diğer şartları varsa banka veya kredi kartının kötüye kullanılması suçu oluşacaktır. Önemli olan, kartı kullanan kimsenin hukuka aykırı yarar elde etmiş olmasıdır (YCGK-K.2022/441). Hemen belirtelim ki, hırsızlık suçu işleyerek banka veya kredi kartını ele geçiren fail kartı kullandığında, hem hırsızlık suçu nedeniyle hem de TCK md.245/1’de düzenlenen banka veya kredi kartının kötüye kullanılması suçu nedeniyle ayrı ayrı cezalandırılmalıdır. Sahte Banka veya Kredi Kartı Üretmek, Satmak, Devretmek, Satın Almak veya Kabul Etmek (TCK md.245/2): Ceza hukukunda bu tarz seçimlik hareketler “bağlı seçimlik hareketler” olarak nitelendirilmektedir. Fail seçimlik hareketlerden herhangi birini işlediğinde banka veya kredi kartının kötüye kullanılması suçu işlenmiş olur. Bu seçimlik hareketle suçun işlenebilmesi için sahte olarak üretilen, satılan, devredilen, satın alınan ya da kabul edilen kartın başkalarına ait banka hesaplarıyla ilişkilendirilmesi gerekir. Yani, sahte kart ile gerçek bir hesap arasında bağlantı kurulmalıdır. Çünkü, kartın kullanılması ve yarar sağlanması ancak kartın bir hesap ile ilişkilendirilmesine bağlıdır. Kartın bağlı olduğu gerçek bir hesap yoksa suçun vücut bulması mümkün değildir. Bankaya sahte evraklarla başvurarak sahte bir kart üretilmesini sağlamak da bu fıkra kapsamında cezalandırılmaktadır. Sahte Banka veya Kredi Kartını Kullanarak Yarar Sağlama (TCK md.245/3): Failin bu seçimlik hareket nedeniyle cezalandırılabilmesi için sahte banka veya kredi kartını kullanması yeterli değildir. Failin kartı kullanarak kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekir. Fail sahte banka veya kredi kartını kullanmasına rağmen hiçbir yarar elde edememişse, fiil teşebbüs aşamasında kalır, fail suça teşebbüs nedeniyle cezalandırılır. Suçun tamamlanmış sayılması için bir zarar doğmasını arayan bu tarz suçlara ceza hukukunda “zarar suçları” denilmektedir. Banka veya Kredi Kartının Kötüye Kullanılması Suçunun Cezası (TCK 245/1-2-3) • Başkasına ait bir banka veya kredi kartının izinsiz kullanılması suretiyle yarar sağlama suçunun cezası 3 yıldan 6 yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adli para cezasıdır (TCK md.245/1).• Başkalarına ait banka hesaplarıyla ilişkilendirilerek sahte banka veya kredi kartı üretmek, satmak, devretmek, satın almak veya kabul etmek suçunun cezası 3 yıldan 7 yıla kadar hapis cezası ve 10 bin güne kadar adli para cezasıdır (TCK md.245/2).• Sahte bir banka veya kredi kartını kullanmak suretiyle kendisine veya başkasına yarar sağlama suçun cezası 4 yıldan 8 yıla kadar hapis cezası ve 5000 güne kadar adli para cezasıdır (TCK md.245/3). Başkasına Ait Kartın Kötüye Kullanılması Suçunda Şahsi Cezasızlık Hali (TCK 245/4) Bazı yakın akrabalara ait gerçek bir kartın izinsiz bir şekilde kötüye kullanılması halinde faile ceza verilmez. Başkasına ait bir banka veya kredi kartının izinsiz kullanılması suretiyle yarar sağlama suçunun; • Haklarında ayrılık kararı verilmemiş eşlerden birinin,• Üstsoy veya altsoyunun veya bu derecede kayın hısımlarından birinin veya evlat edinen veya evlatlığın,• Aynı konutta beraber yaşayan kardeşlerden birinin,zararına olarak işlenmesi halinde, ilgili akraba hakkında cezaya hükmolunmaz. Başkasına Ait Kartın Kötüye Kullanılması Suçunda Etkin Pişmanlık (TCK 245/5) Etkin pişmanlık, failin suçu işlemesinden sonra, suçun neden olduğu olumsuz sonuçları gidererek pişmanlığını göstermesidir. Başkasına ait bir banka veya kredi kartının izinsiz kullanılması suretiyle yarar sağlanmasını düzenleyen TCK 245. maddesinin 1. fıkrası açısından etkin pişmanlık ceza indirimi hükümleri uygulanabilir (TCK md.245/5). Sahte kart üretilmesi veya kullanılması gibi suç konusu kartın sahte olduğu TCK 245. maddenin 2. ve 3. fıkralarında yer alan suçlarda etkin pişmanlık ceza indirimi hükümleri uygulanamaz. Başkasına ait bir banka veya kredi kartının izinsiz kullanılması suretiyle yarar sağlanması suçu açısından da malvarlığı suçlarında etkin pişmanlığı düzenleyen (TCK 168/1-2) hükümleri aynen uygulanacaktır. Başkasına ait banka veya kredi kartının kötüye kullanılması suçu nedeniyle oluşan zarar giderildiğinde ceza indirimi aşağıdaki gibi uygulanır: • Fail, mahkemede dava açılmadan önce yani savcılık aşamasında, suça ilişkin bilgi verir ve suçu birlikte işlediği kişileri, azmettireni, yardım edeni açıklarsa veya mağdurun uğradığı zararı tazmin ederse, suça ilişkin cezada 2/3 oranına kadar ceza indirimi yapılır.• Fail, mahkemede dava açıldıktan sonra, fakat hüküm verilmeden önce suça ilişkin bilgi verir veya mağdurun uğradığı zararı tazmin ederse kendisi hakkında 1/2 oranına kadar ceza indirimi yapılır. Adli Para Cezasına Çevirme, Erteleme ve Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması Adli para cezası, işlenen bir suça karşılık hapis cezasıyla birlikte veya tek başına uygulanabilen bir yaptırım türüdür. Banka veya kredi kartının hukuka aykırı bir şekilde kötüye kullanılması suçu nedeniyle verilen hapis cezası ceza miktarı adli para cezasına çevrilemez. Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması sanık hakkında hükmolunan cezanın belli bir denetim süresi içerisinde sonuç doğurmaması, denetim süresi içerisinde belli koşullar yerine getirildiğinde ceza kararının hiçbir sonuç doğurmayacak şekilde ortadan kaldırılması davanın düşmesine neden olan bir ceza muhakemesi kurumudur. Banka veya kredi kartının kötüye kullanılması suçunda etkin pişmanlık hükümleri uygulandığından hükmedilen hapis cezası hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması (hagb) kararı verilmesi imkanı doğar. Ceza ertelenmesi, mahkeme tarafından belirlenen cezanın cezaevinde infaz edilmesinden şartlı olarak vazgeçilmesidir. Banka veya kredi kartının kötüye kullanılması suçu nedeniyle hükmedilen hapis cezası etkin pişmanlık uygulandığında ceza miktarı düşeceğinden erteleme hükümlerinin uygulanması mümkündür. Suçun Şikayet Süresi, Zamanaşımı ve Uzlaşma Uzlaşma, suç isnadı altındaki şahıs ile suçun mağduru olan şahsın bir uzlaştırmacı aracılığıyla iletişim kurarak anlaşmasıdır. Banka veya kredi kartının kötüye kullanılması suçu, uzlaşma kapsamında olan suçlardan değildir. Banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması suçu, şikayete tabi suçlar arasında yer almadığından savcılık tarafından resen soruşturulur, bu suçlara dair herhangi bir şikayet süresi yoktur. Şikayetten vazgeçme ceza davasının düşmesi sonucunu doğurmaz. Suç, dava zamanaşımı süresine riayet edilmek kaydıyla her zaman soruşturulabilir. Dava zamanaşımı, suçun işlendiği tarihten itibaren belli bir süre geçtiği halde dava açılmamış veya dava açılmasına rağmen kanuni süre içinde sonuçlandırılmamış ise ceza davasının düşmesi sonucunu doğuran bir ceza hukuku kurumudur. TCK md.245/1-2 fıkralarına göre yapılan yargılamalarda olağan dava zamanaşımı süresi 8 yıldır. Suç, bu zamanaşımı süreleri içerisinde her zaman soruşturulabilir, bu zamanaşımı süreleri geçtikten sonra soruşturma yapılamaz. Banka veya Kredi Kartının Kötüye Suçunda Yetkili veya Görevli Mahkeme Banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması nedeniyle TCK md.245 gereği yargılama yapma görevi, asliye ceza mahkemesi tarafından yerine getirilir. Yetkili savcılık veya mahkeme, haksız menfaatin temin edildiği veya mağdurun yerleşim yerinin bulunduğu yer savcılığı veya mahkemesidir. Örneğin, ATM cihazından para çekilmiş ise ATM cihazının bulunduğu yer mahkemesi veya banka şubesinden çekilmişse banka şubesinin bulunduğu yer mahkemesi yetkili mahkemedir.5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 12. maddesine eklenen 6. fıkrasında; bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının ya da banka veya kredi kartlarının araç olarak kullanılması suretiyle işlenen suçlarda mağdurun yerleşim yeri mahkemelerinin de yetkili olacağının düzenleme altına alınması karşısında; incelenen dosya kapsamına göre, haksız menfaatin temin edildiği yerin Polatlı Cumhuriyet Başsavcılığının, mağdurun yerleşim yerinin de Digor Cumhuriyet Başsavcılığının yargı çevresinde kaldığı anlaşılmakla; belirtilen yetkili yerler gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesinde isabet bulunmadığından, kanun yararına bozma istemine atfen düzenlenen ihbarnamedeki düşünce yerinde görülmekle, İstanbul Anadolu 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 19.08.2021 tarih ve 2021/834 Değişik İş sayılı kararının, 5271 sayılı CMK’nin 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA, müteakip işlemlerin mahallinde takdir ve ifasına, dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına İADESİNE, 26.09.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi (Y11CD-K.2022/15005).