Pazar, 18 Şubat 2024 14:42

Haksız Tutuklama, Gözaltı, Arama ve El Koyma Nedir? (CMK 141)

Haksız Tutuklama, Gözaltı, Arama ve El Koyma Nedir? (CMK 141)

Tutuklama, gözaltı, yakalama ve elkoyma gibi tedbirler ceza muhakamesinde “koruma tedbirleri” olarak adlandırılır. Koruma tedbirlerinin 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’na aykırı uygulanması halinde ise “haksız tutuklama”, “haksız gözaltı”, “haksız yakalama”, “haksız el koyma”, “haksız arama” söz konusu olur.

Ceza hukukunda soruşturma ve devamında kovuşturma aşamasında koruma tedbirlerine başvurulabilir. Ancak bu koruma tedbirleri ölçülü ve orantılı uygulanmalıdır. Adli makamlar tarafından tutuklama, yakalama, gözaltı veya elkoyma gibi koruma tedbirleri uygulanarak yapılan soruşturma veya kovuşturma neticesinde şüpheli veya sanığın suçsuz olduğu anlaşıldığında; yani mahkeme tarafından beraat kararı veya savcılık tarafından takipsizlik kararı verildiğinde koruma tedbirlerinin de haksız uygulandığı tespit edilmiş olur.

Bu durumda, haksız koruma tedbirleri uygulanan kişinin maddi ve manevi tazminat davası açma hakkı doğar. Uygulamada, haksız tutuklama tazminatı haksız koruma tedbirleri nedeniyle en çok dava konusu edilen tazminat türüdür.

Kaynak: Av. Şefik Çelik

 

Koruma Tedbirleri Nedeniyle Tazminat Davası Nedir?

Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat davası, haksız koruma tedbirleri nedeniyle Maliye Hazinesi aleyhine, yani devlete karşı açılan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 141. maddesinde düzenlenen bir tazminat davasıdır.

Uygulamada herhangi bir suçun soruşturma veya kovuşturulması aşamasında genellikle koruma tedbirlerine başvurulmaktadır. Koruma tedbirlerinin kişiyi mağdur ettiği durumlarda yasa koyucu kişiye tazminat verilmesini hükme bağlamıştır.

 

Koruma Tedbirleri Nedeniyle Hangi Hallerde Tazminat Davası Açılabilir? (CMK 141)

5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile güvence altına alınan bazı haklarının ihlal edildiği iddia eden kişiler maddi ve manevi tazminat davası açabilecektir. Suç soruşturması veya kovuşturması esnasında haksız koruma tedbiri uygulanan kişiler şu hallerde tazminat davası açabilirler:
• Kanunlarda belirtilen koşullar dışında hakkında yakalanan, tutuklanan veya tutukluluğunun devamına karar verilenler (CMK m. 141/1-a ),
• Kanunî gözaltı süresi içinde hâkim önüne çıkarılmayanlar (CMK m 141/1-b),
• Kanunî hakları hatırlatılmadan veya hatırlatılan haklarından yararlandırılma isteği yerine getirilmeden tutuklananlar (CMK m.141/1-c),
• Kanuna uygun olarak tutuklandığı hâlde makul sürede yargılama mercii huzuruna çıkarılmayan ve bu süre içinde hakkında hüküm verilmeyen (CMK m.141 /1-d),
• Kanuna uygun olarak yakalandıktan veya tutuklandıktan sonra haklarında kovuşturmaya yer olmadığına veya beraatlerine karar verilen (CMK m. 141/1-e),
• Hakkında mahkumiyet hükmü verilen ancak gözaltı ve tutuklulukta geçirdiği süreleri, hükümlülük sürelerinden fazla olan veya işlediği suç için kanunda öngörülen cezanın sadece adli para cezası olması nedeniyle zorunlu olarak bu cezayla cezalandırılanlar (CMK m.141/1-f),
• Yakalama veya tutuklama nedenleri ve haklarındaki suçlamalar kendilerine, yazıyla veya bunun hemen olanaklı bulunmadığı hâllerde sözle açıklanmayanlar (CMK m. 141/1-g),
• Yakalanmaları veya tutuklanmaları yakınlarına bildirilmeyenler (CMK m.141/1-h),
• Hakkındaki arama kararı ölçüsüz bir şekilde uygulananlar (CMK m 141/1-i),
• Eşyasına veya diğer malvarlığı değerlerine, koşulları oluşmadığı halde elkonulan veya korunması için gerekli tedbirler alınmayan ya da eşyası veya diğer malvarlığı değerleri amaç dışı kullanılanlar veya eşyaları zamanında geri verilmeyenler (CMK m.141/1-j),

Maddi ve manevî her türlü zararlarını, devletten isteyebilirler. Yukarıda belirtilen hallerden biriyle mağduriyete uğrayan kişiler maddi ve manevi tazminat davası açabilirler. Ancak, uygulamada genellikle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar (KYOK) veya yargılama sonunda beraat eden şahıslar tarafından gözaltı ve tutuklama nedeniyle uğranılan zararların tazmini amacıyla maddi ve manevi tazminat davaları açılmaktadır.

Mahkum olan kişinin gözaltı ve tutuklulukta geçirdiği süreler, mahkum olduğu cezanın infaz süresinden fazla ise tazminat davası açabilir. Ayrıca, işlediği suç için kanunda öngörülen yaptırımın sadece adli para cezası olması nedeniyle zorunlu olarak adli para cezasıyla cezalandırılan kişi de tazminat talebinde bulunabilir. Burada dikkat edilmesi gereken nokta şudur: Kişi mahkum olduğu cezanın ne kadarını yatacak idiyse ondan fazlasını tutuklukta veya gözaltında geçirmiş ise, fazladan özgürlükten mahrumiyete yol açan süre açısından maddi ve manevi tazminat isteyebilir. Örneğin, 3 ay hapis cezası alan kişi, infaz kanununa göre 2 ay cezaevinde kalacaktır. Kişi mahkum olduğu suç nedeniyle 6 ay tutuklu kalmışsa, 4 ay fazla yattığı tutukluluk süresi için maddi ve manevi tazminat talep edebilecektir.

Haksız el koymadan dolayı zarara uğrayan kişiler de maddi ve manevi her türlü zararlarını devletten isteyebilirler. Burada amaç, el konulan malın değer kaybetmesi, çürümesi ya da el konulmasaydı kişinin elde edeceği geliri kaybetmesi nedeniyle kişinin zararının tazmin edilmesidir. El koyma nedeniyle tazminat davası genellikle, suç nedeniyle haksız el konulan tırlar veya kamyonlar hakkında açılmaktadır.

 

Haksız Tutuklama, Gözaltı ve El Koyma Nedeniyle Tazminat Davası Açma Süresi (CMK 142/1)

Kanun, “kararın kesinleştiğinin davacıya tebliğinden” itibaren 3 ay ve her halükarda kararın kesinleşmesinden itibaren 1 yıl içinde tazminat davasının açılması gerektiğini hükme bağlamıştır. Uygulamada kesinleşme şerhli gerekçeli kararıne ilgilisine tebliğ edilmesine pek rastlanmamaktadır. Dolaysıyla haksız tutuklama, gözaltı veya el koyma nedeniyle tazminat davası açma süresi; yani zamanaşımı süresi genellikle 1 yıl olarak dikkate alınmaktadır.

Kararın kesinleşip kesinleşmediği konusunda ilgilinin 1 yıl içerisinde dava açma zorunluluğunun getirilmesi hakkaniyete aykırılık taşımaktadır. Yerel mahkemeler bu sürenin zamanaşımı süresi değil, hak düşürücü süre olduğunu, ilgilisinin öğrenme tarihine bakmadan 1 yıllık sürenin geçmesi halinde davanın reddine karar verilmektedir.

Yerel mahkemeler beraat halinde duruşmada hazır olanlara ilamı tebliğ etmediği gibi yokluklarında beraat kararı verilenlere ise sadece ilam tebliğ edilmektedir. Kesinleşme şerhli ilam genellikle tebliğ edilmemektedir. Bu nedenle yokluklarında beraat kararı verilen kişiler ilamın tebliğinden itibaren 1 yıllık süreyi geçirmeden tazminat davası açmalıdırlar.

 

Tazminat Davasında Görevli Mahkeme (CMK 142/2)

Haksız koruma tedbirlerinden dolayı açılacak maddi ve manevi tazminat istemli davalar ilgilisinin ikametgahının bulunduğu yer ağır ceza mahkemesinde açılır. Tazminat talep edenin ikametgahında ağır ceza mahkemesinin olmaması halinde en yakın ağır ceza mahkemesi yetkili ve görevlidir. Tazminat davası, talep edenin ikametgahı dışındaki bir ağır ceza mahkemesinde açıldığı takdirde yerel mahkeme yetkisizlik kararı vererek davayı kişinin ikametgahının bulunduğu yer ağır ceza mahkemesine gönderir.

Tazminat talep edenin yabancı veya Türk olmasına rağmen ikametgahının yurt dışında olması halinde genel olarak Milletlerarası Hukuk Usulü çerçevesinde İstanbul, Ankara ve İzmir’de dava açılabileceği kuşkusuzdur.

 

Tazminat Davasının Açılması, Deliller ve Yargılama Usulü (CMK md.142/3-4-5-6-7-8)

Tazminat isteminde bulunan kişinin dilekçesine, açık kimlik ve adresini, zarara uğradığı işlemin ve zararın nitelik ve niceliğini kaydetmesi ve bunların belgelerini eklemesi gereklidir.

Her ne kadar açılan davalar ağır ceza mahkemesinde görülüyor ise de sunulan evraklar çerçevesinde bir hukuk mahkemesi gibi karar verilmektedir. Yani, sunulan evraklar ve iddiaların ispatı tazminat miktarının belirlenmesinde etkilidir.

Dilekçedeki bilgi ve belgelerin yetersizliği durumunda, mahkeme, eksikliğin bir ay içinde giderilmesini, aksi hâlde istemin reddedileceğini ilgiliye duyurur. Süresinde eksiği tamamlanmayan dilekçe, mahkemece, itiraz yolu açık olmak üzere reddolunur. Ancak uygulamada evraklar sunulmadığı takdirde, davacıya asgari ücret üzerinden hesaplama yapılarak maddi tazminat verilmektedir. Haksız tutuklama nedeniyle tazminat davalarında, davacının tutuklu kaldığı süre esas alınarak tutuklu kaldığı tarihte uygulanan asgari ücret üzerinden hesaplama yapılır. Tazminat talep eden, 16 yaşından küçük olduğu takdirde 16 yaşından küçük olanlara uygulanan asgari ücret miktarı üzerinden hesaplama yapılacaktır.

Bununla birlikte davacı sigortalı olarak çalıştığı dönemi ispat edemiyorsa asgari geçim indirimi kesintisi yapılarak maddi tazminat hesabı yapılmaktadır.

Nitekim, belge sunulmadığı halde asgari geçim indiriminin kesilmeden bilirkişi raporuna dahil edilmesi bozma sebebidir. Geliri ve tutuklu kaldığı döneme ilişkin kazanç kaybı miktarı konusunda herhangi bir belge ibraz edemeyen davacının tutuklu kaldığı döneme ilişkin olarak Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca 16 yaşından büyükler için belirlenen net asgari ücret miktarları üzerinden hesaplanacak 2.857,34 TL’nin kazanç kaybı olarak ödenmesine karar verilmesi gerekirken, bilirkişi raporunda brüt asgari ücret üzerinden kesinti yapılıp asgari geçim indirimi eklenerek hesaplanan 3.187,56 TL’nin hükme esas alınması suretiyle kazanç kaybının fazla tayini, gerekçesiyle bozulması gerektiğini belirtmiştir. (Yargıtay 12.Ceza Dairesi )

Mahkeme, dosyayı inceledikten sonra yeterliliğini belirlediği dilekçe ve ekli belgelerin bir örneğini devlet hazinesinin kendi yargı çevresindeki temsilcisine tebliğ ederek, varsa beyan ve itirazlarını onbeş gün içinde yazılı olarak bildirmesini ister. Yerel mahkemenin eksikliklerin giderilmesinden sonra hazineye tebligat çıkarması gerekmektedir. Mesela, beraat kararının kesinleşmemesi halinde mahkemenin dilekçeyi reddetmesi gerekirken, eksik inceleme yaparak duruşma yapması ve davayı reddetmesi Yargıtayca bozma sebebi sayılmıştır.

İstemin ve ispat belgelerinin değerlendirilmesinde, tazminat hukukunun genel prensiplerine göre verilecek tazminat miktarının saptanmasında, mahkeme gerekli gördüğü her türlü araştırmayı yapmaya veya hâkimlerinden birine yaptırmaya yetkilidir. Mahkeme yargılama yaparken öncelikle dosyadaki hazırlık işlemlerini yürütmesi için Naip bir Hakim görevlendirir. Tüm eksiklikler giderildikten sonra Naip Hakim dosyayı heyete tevdi eder. Ağır Ceza Mahkemesi heyetinin ve duruşma savcısının katılımıyla mahkeme karar verir.

Mahkeme her türlü araştırma yapma yetkisine sahiptir. Öncelikle kişinin ikametgahının bulunduğu emniyet amirliğine müzekkere yazarak sosyal araştırma inceleme raporunu istenir. İnceleme raporunda tazminat talep edenin gelir durumu ve ailevi bilgileri yazılır. Kişi sigortalı olarak çalışmışsa SGK genel müdürlüğüne müzekkere yazılarak hangi dönemler içerisinde çalıştığı araştırılır. Davacı, serbest ticaret yaparak ticari kazanç elde ediyorsa, haksız tutukluluk öncesi döneme ilişkin yıllık kazanç tutarını tespit edebilmek için asgari 4 yıllık döneme ilişkin gelir veya kurumlar vergisi beyannamesi veya vergi levhası ibraz edilmelidir.

Mahkeme, kararını duruşmalı olarak verir. İstemde bulunan ile hazine temsilcisi, açıklamalı çağrı kâğıdı tebliğine rağmen gelmezlerse, yokluklarında karar verilebilir.

Dava, her ne kadar tazminat davası ise de mahkeme davacının veya davalının yokluğunda karar verilebilir.

Karara karşı, istemde bulunan, Cumhuriyet savcısı veya Hazine temsilcisi, istinaf yoluna başvurabilir; inceleme öncelikle ve ivedilikle yapılır.

Tarafların ve Cumhuriyet savcının karara karşı istinaf yoluna başvurma hakkı vardır. Bununla birlikte tarafların tazminat miktarının temyiz sınırına göre Yargıtaya temyiz kanun yoluna gidebilirler.

 

Haksız Koruma Tedbiri Nedeniyle Tazminat Davasında Harç Ödenir mi?

Haksız koruma tedbirleri neddeniyle açılan tazminat davası, herhangi bir harç ve gidere tabi değildir. Tazminat istemini dile getiren bir dilekçenin yetkili ve görevli mahkemeye verilmesi yeterlidir.

 

Haksız Tutuklama, Gözaltı ve Elkoyma Tazminatının Geri Alınma Şartları (CMK 143)

Kovuşturmaya yer olmadığına ilişkin kararı sonradan kaldırılarak, hakkında kamu davası açılan ve mahkûm edilenlerle, yargılamanın aleyhte yenilenmesi ile beraat kararı kaldırılıp mahkûm edilenlere ödenmiş tazminatların mahkûmiyet süresine ilişkin kısmı, Cumhuriyet savcısının yazılı istemi ile aynı mahkemeden alınacak kararla kamu alacaklarının tahsiline ilişkin mevzuat hükümleri uygulanarak geri alınır. Bu karara karşı itiraz kanun yoluna gidilebilir.

Yukarıda sayılan durumlarda bir değişiklik olması halinde Maliye Hazinesi adına İstanbul Muhekemat müdürlüğü şartlara göre tazminatın geri ödenmesi için icra takibi başlatır. Eğer ilgilisine mahkeme ilamında belirtilen tazminat ödenmemişse, tazminata ilişkin ilam hükümsüz kalır. İlamı veren yerel mahkeme, yeni bir kararla tutuklu kaldığı süre ve aldığı cezaya göre tazminatın kısmen veya tamamen reddine karar verebilir. Uygulamada pek olmamakla birlikte koruma tedbirlerinin uygulanmasında kamu görevlerinin kusuruna göre devlet ödediği tazminatı kamu görevlilerine rücu edebilir. İftira suçu konusunu oluşturan suç veya yalan tanıklık nedeniyle gözaltına alınma ve tutuklama halinde; devlet, iftira eden veya yalan tanıklık yapan kişiye de rücu eder.

 

Haksız Tutuklama, Gözaltı ve Elkoyma Nedeniyle Tazminat İsteyemeyecek Kişiler (CMK 144)

Aşağıdaki kişiler, haksız tutuklama, gözaltı, yakalama veya elkoyma nedeniyle tazminat talebinde bulunamazlar:

• Gözaltı ve tutukluluk süresi başka bir hükümlülüğünden indirilenler haksız tutuklama veya haksız gözaltı nedeniyle tam bir tazminat değil, sembolik bir tazminat isteyebilirler. Çünkü, mahsup yoluyla hukuka aykırılık telafi edilmiş kabul edilmektedir.

• Tazminata hak kazanmadığı hâlde, sonradan yürürlüğe giren ve lehte düzenlemeler getiren kanun gereği, durumları tazminat istemeye uygun hâle dönüşenler haksız tutuklama, gözaltı veya elkoyma nedeniyle tazminat isteyemez. Burda kastedilen tutuklandığı anda tazminat istemi yokken daha sonra getirilen düzenlemelerle tazminat istemine hak kazanması halinde kişinin tazminat talebi reddedilecektir. Örneğin yeniden düzenlemeyle ceza verilmesine yer olmadığına ilişkin bir karar verilmesi halinde kişi tutuklu kaldığı halde tazminat talebinde bulunamaz. (CMK m. 144/1-b)

• Genel veya özel af, şikâyetten vazgeçme, uzlaşma gibi nedenlerle hakkında kovuşturmaya yer olmadığına veya davanın düşmesine karar verilen veya kamu davası geçici olarak durdurulan veya kamu davası ertelenen veya düşürülenler haksız tutuklama, gözaltı veya elkoyma nedeniyle tazminat isteyemez. Birden fazla suç olması ve bir suçtan beraat alıp diğerinden kovuşturmanın ertelenmesi kararı alınması halinde kişi tazminat isteyebilir mi? Kişi eğer tutuklandığı suçtan beraat almış diğer suçlardan erteleme aldığı takdirde tazminat davası açabilecektir. (CMK m. 144/1-c)

• Kusur yeteneğinin bulunmaması nedeniyle hakkında ceza verilmesine yer olmadığına karar verilenler. (CMK m. 144/1-d)

• Adlî makamlar huzurunda gerçek dışı beyanla suç işlediğini veya suça katıldığını bildirerek gözaltına alınmasına veya tutuklanmasına neden olanlar. (CMK m.144/1-d )

 

Hükmün Açıklanmasının Geriye Bırakılması Halinde Tazminat Davası

Kişi hakkında hükmün açıklanmasının geriye bırakılması (HAGB) veya kovuşturmanın ertelenmesi kararı verildiği takdirde belli bir süre tutuklu kalan kişi maddi ve manevi tazminat davası açabilir mi?

Yukarıdaki iki durumda da denetim süresini usulüne uygun bir şekilde geçirdikten sonra hakkında düşme kararı verilen kişi, düşme kararı verilmesinden itibaren 3 ay içerisinde tazminat davası açabilir. Ancak, uygulamada düşme kararları çoğu zaman resen verilmeyip talep halinde verilmektedir. Dolayısıyla düşme kararı verilmesi için ilgili mahkemeye başvuru yapılması ve akabinde tazminat davası açılması gerekmektedir.

 

Koruma Tedbirleri Nedeniyle Tazminat Davasında Faiz Başlangıç Tarihi

Haksız koruma tedbirleri nedeniyle fazi başlangıç tarihi, haksız tedbirin uygulandığı tarihtir. Örneğin, davacının gözaltına alındığı tarih veya gözaltı yoksa tutuklandığı tarihten itibaren faiz işletilir. Ancak, dava dilekçesinde mutlaka faiz talep edilmelidir. Aksi takdirde faiz başlangıç tarihi dava tarihi olacaktır. Haksız koruma tedbirleri nedeniyle istenecek faiz, yasal faiz oranıdır.

Talepte gözaltı tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmesi talep edilmesine rağmen tutuklama tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmesi bozma sebebi sayılmıştır. (Yargıtay 12 Ceza Dairesinin 2014/18191 Esas 2015/4307 Karar)

 

Koruma Tedbirleri Nedeniyle Tazminat Davasında Avukatlık Ücreti

Maddi tazminata davalarında vekalet ücreti maddi tazminat kapsamında değerlendirilebilir mi? Haksız koruma tedbiri uygulanan kişi hakkındaki ceza soruşturması veya kovuşturmasında kendisini temsil etmek üzere bir avukat tutmuş ve vekalet ücreti ödemiş olabilir. Tazminat davasında maddi tazminat kapsamında davacının daha önce ödediği avukatlık ücretine hükmedilebilmesi için Serbest Meslek Makbuzunun ibrazı Yargıtay tarafından şart koşulmuştur. Ayrıca, beraat kararı verilen ilamda hükmedilen vekalet ücreti de serbest meslek makbuzu yoksa, ölçü olarak kabul edilemez.

Tazminat davasında hazine aleyhine hükmedilecek vekalet ücreti konusunda 694 sayılı KHK ile 5271 sayılı CMK’nın 142. maddesine aşağıdaki fıkralar eklenerek yeniden düzenlenmiştir:

• Tazminat davaları nedeniyle Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan nispi avukatlık ücreti ödenir. Ancak, ödenecek miktar Tarife de sulh ceza hakimliklerinde takip edilen işler için belirlenen maktu ücretten az, ağır ceza mahkemelerinde takip edilen davalar için belirlenen maktu ücretten fazla olamaz (CMK m.142/9).

• Tazminata ilişkin mahkeme kararları kesinleşmeden ve idari başvuru süreci tamamlanmadan icra takibine konulamaz. kesinleşen mahkeme kararında hükmedilen tazminat ile vekalet ücreti, davacı veya vekilin davalı idareye yazılı şekilde bildireceği banka hesap numarasına, bu bildirimin yapıldığı tarihten itibaren 30 gün içinde ödenir. Bu süre içerisinde ödeme yapılmaması halinde, karar genel hükümler dairesinde infaz ve icra olunur (CMK m.142/10).

 

Soruşturma Aşamasında Görev Yapan Hakim ve Savcılar Tazminat Davasında Görev Alabilir mi?

Soruşturma aşamasında davacının tutuklanmasına veya tutukluluğun devamı kararında da imzası bulunan hakim ve soruşturmada görev yapan savcılar, beraat eden davacının açtığı tazminat davasında görev yapamazlar. (Yargıtay 12. Ceza Dairesi - 2017/2973 Karar).

 

Maddi Tazminat Miktarı Nasıl Belirlenir?

Yerel Mahkemeler maddi tazminat hesaplamasını tamamen somut ve sunulan belgelere göre yapar. Öncelikle kişinin sunmuş olduğu evraklar çerçevesinde araştırma yapar . Bununla birlikte kişinin sosyal durumu ile ilgili en yakın kolluk birimine müzekkere yazarak kişi hakkında bilgi ister. Mahkemeye belge sunulmamış ise tutuklu kaldığı dönem için uygulanan asgari ücret üzerinden tazminata hükmeder. Yani kişi tutuklanmasaydı elde edeceği geliri maddi tazminat kapsamında değerlendirilir. Dolayısıyla kişinin kayıpları belgeleriyle ortaya konulması halinde tazminat miktarı ortaya çıkacaktır.

Ve de tutuklandığı için maddi kayıp yaşamışsa, mesela avukat tuttuğu için vekalet ücreti ödemişse, makbuzların sunulması halinde makul bir ek ilave ödenecektir. Bununla birlikte iş kaybı yaşamışsa ve bu tutuklamadan kaynaklı ise bu kayıpları da yerel mahkemeden talep edebilir.

 

Manevi Tazminat Miktarı Nasıl Belirlenir?

Manevi tazminatın objektif ölçütleri yoktur. Tazminat talep edenin statüsü, çektiği elem, yaptığı iş ve kayıplarına göre manevi tazminat miktarı değerlendirilmektedir. Davacının sosyal ve hukuki durumu, üzerine atılı suçun niteliği, tutuklanmasına neden olan olayın cereyan tarzı, tutuklu kaldığı süre ve benzeri hususlar ile tazminat davasının kesinleşeceği tarihe kadar davacının elde edeceği parasal değer dikkate alınıp, hak ve nesafet ilkelerine uygun makul miktarların verilmesi gerektiği yargıtayın genel kararlarında belirtilmektedir.

Örneğin tutuklu süre aynı olmasına rağmen bazı kişilere 500.000 TL gibi manevi tazminat çıkmakta iken (Ergenekon davasından tutuklanan general v.s.) asgari ücretle çalışan kişiye ise 50.000 TL manevi tazminata hükmedilmektedir. Kararlardaki bu farklılık, tazminat talep edenin statüsü ve hukuksal durumundan kaynaklanmaktadır.

AİHM kararlarında standart olarak 1 ay haksız tutuklamaya karşılık olarak 1000 EURO manevi tazminata hükmedilmektedir.

Haksız tutuklama, gözaltı, yakalama veya elkoyma nedeniyle tazminat davası; kişi özgürlüğüne ceza hukuku müdahalesinin etkilerini gidermek amacıyla açılan önemli bir dava türüdür. Tazminat davasında istenilen sonuca ulaşılabilmesi için davanın bir tazminat avukatı vasıtasıyla takip edilmesinde yarar vardır.

Okunma 509 kez Son Düzenlenme Pazar, 18 Şubat 2024 15:01