Hile teşkil eden yalan belli ölçüde ağır ve yoğun olmalı, ustaca sergilenerek mağdurun yalanı kontrol ihtimaline imkan vermemelidir. Dolandırıcılık suçu şartlarının oluşabilmesi için fail, kullandığı hile ile mağduru yanıltmalı, aldatıcı davranış ve yalanlara itibar eden mağdurdan haksız çıkar elde etmelidir. Hilenin aldatıcı bir yalan olup olmadığı olayın özellikleri dikkate alınarak değerlendirilmeli. Mağdurun sübjektif durumu, eğitimi, fiil ile ilişki biçimi, yapılan hilenin şekli, hile için belge kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin özellikleri ayrı ayrı dikkate alınmalıdır.
Nitelikli bir yalan yoksa dolandırıcılık suçu şartları oluşmaz. Hileli davranışın faili aldatacak nitelikte olması gerekir. Basit bir yalan dolandırıcılık suçunun unsuru olan hileli hareket olarak kabul edilemez. Yargılama sırasında hileli hareketin ne olduğu ortaya konulmalı, mağdur üzerindeki etkisi itibariyle aldatıcı olup olmadığı araştırılmalı, mağdurun iyi niyeti ve güven duygularının kötüye kullanılıp kullanılmadığına dikkat edilmelidir.
Hile, maddi olmayan yollarla karşısındakini aldatan, hataya düşüren, düzen, dolap, oyun, entrika ve bunun gibi her türlü eylem olarak kabul edilebilir. Bu eylemler bir gösteriş biçiminde olabileceği gibi, gizli davranışlar olarak da ortaya çıkabilir. Gösterişte, fail sahip bulunmadığı imkanlara ve sıfata sahip olduğunu bildirmekte, gizli davranışta ise kendi durum veya sıfatını gizlemektedir. Ancak sadece yalan söylemek, dolandırıcılık suçunun hile unsurunun gerçekleşmesi bakımından yeterli değildir. Kanun koyucu yalanı belirli bir takım şekiller altında yapıldığı ve kamu düzenini bozacak nitelikte bulunduğu hallerde cezalandırmaktadır. Böyle olunca hukuki işlemlerde, sözleşmelerde bir kişi mücerret yalan söyleyerek diğerini aldatmış bulunuyorsa bu basit şekildeki aldatma, dolandırıcılık suçunun oluşumuna yetmeyecektir. Yapılan yalan açıklamaların dolandırıcılık suçunun hileli davranış unsurunu oluşturabilmesi için, bu açıklamaların doğruluğunu kabul ettirebilecek, böylece muhatabın inceleme eğilimini etkisiz bırakabilecek yoğunluk ve güçte olması ve gerektiğinde yalana bir takım dış hareketlerin eklenmiş bulunması gerekir (YCGK- K.2015/1).