veya koruma ve gözetimiyle yükümlü olduğu para veya para yerine geçen evrak veya senetleri veya diğer malları kendisinin ya da başkasının zimmetine geçiren banka yönetim kurulu başkan ve üyeleri ile diğer mensupları, altı yıldan oniki yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılacakları gibi bankanın uğradığı zararı tazmine mahkûm edilirler. (5411 sayılı Bankacılık Kanunu m.160/1).
2. Nitelikli Zimmet Suçunun Cezası
Suçun, zimmetin açığa çıkmamasını sağlamaya yönelik hileli davranışlarla işlenmesi hâlinde faile on iki yıldan az olmamak üzere hapis ve yirmibin güne kadar adli para cezası verilir; ancak, adli para cezasının miktarı bankanın uğradığı zararın üç katından az olamaz. Ayrıca meydana gelen zararın ödenmemesi hâlinde mahkemece re’sen ödettirilmesine hükmolunur (5411 sayılı Bankacılık Kanunu m.160/2).
3. Faaliyet İzni Kaldırılan veya Fona Devredilen Bankada Zimmet Suçunun Cezası
Faaliyet izni kaldırılan veya Fona devredilen bir bankanın; hukuken veya fiilen yönetim ve denetimini elinde bulundurmuş olan gerçek kişi ortaklarının, kredi kuruluşunun kaynaklarını, kredi kuruluşunun emin bir şekilde çalışmasını tehlikeye düşürecek şekilde doğrudan veya dolaylı olarak kendilerinin veya başkalarının menfaatlerine kullandırmak suretiyle, kredi kuruluşunu her ne suretle olursa olsun zarara uğratmaları zimmet olarak kabul edilir. Bu fiilleri işleyenler hakkında on yıldan yirmi yıla kadar hapis ve yirmibin güne kadar adlî para cezasına hükmolunur; ancak, adlî para cezasının miktarı bankanın uğradığı zararın üç katından az olamaz. Ayrıca, meydana gelen zararın müteselsilen ödettirilmesine karar verilir (5411 sayılı Bankacılık Kanunu m.160/3).
Etkin Pişmanlık ve Değer Azlığı Nedeniyle Ceza İndirimi
1. Etkin Pişmanlık Nedeniyle Ceza İndirimi
Etkin pişmanlık, işlediği suçtan dolayı özgür iradesiyle sonradan pişman olan, suç teşkil eden fiilin meydana getirdiği olumsuzlukları gideren kişinin cezalandırılmamasını veya ceza indirimi yapılmasını sağlayan bir ceza hukuku kurumudur.
5411 sayılı Bankacılık Kanunu m.160/5-6 maddesine göre bankacılık zimmeti suçunda etkin pişmanlık şu şekilde düzenlenmiştir:
• Soruşturma başlamadan önce, zimmete geçirilen para veya para yerine geçen evrak veya senetlerin veya diğer malların aynen iade edilmesi veya uğranılan zararın tamamen tazmin edilmesi hâlinde, verilecek cezanın üçte ikisi indirilir (5411 sayılı kanun m.160/5).
• Kovuşturma başlamadan önce, gönüllü olarak, zimmete geçirilen para veya para yerine geçen evrak veya senetlerin veya diğer malların aynen iade edilmesi veya uğranılan zararın tamamen tazmin edilmesi hâlinde, verilecek cezanın yarısı indirilir. Bu durumun hükümden önce gerçekleşmesi hâlinde, verilecek cezanın üçte biri indirilir (5411 sayılı kanun m.160/6).
Aynen iadeden; malın suç tarihinde, yani “zimmete geçirme” anında bulunduğu hal üzerinden iadesi,
“Zararın tamamıyla ödenmiş olması” ile “uğranılan zararın tamamen tazmin edilmesinden” ise; esasen haksız bir fiil olan suçun işlenmesiyle neden olunan zararın, fiilin işlendiği andaki, diğer bir anlatımla malın zimmete geçirilme tarihindeki değer, miktar veya rayiç bedel gözetilmek suretiyle ödenmesi şeklinde anlaşılması gerekmektedir. Yargıtay 5. Ceza Dairesinin 26.10.1987 gün ve 335-494 sayılı kararında da belirtildiği üzere; zimmete geçirilen malın (para da dahil), zimmete geçirilme anındaki değer ve miktarı esas alınmak suretiyle aynen iade edilmesi, daha az cezayı gerektiren halin kabulü ve etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanılması için yeterli olup, kazanç kaybı ve gecikme faizinin zamana göre değişkenlik arzetmesi nedeniyle ayrı bir hukuk davasının konusunu teşkil edebileceği söylenebilir ise de; iade ve tazmin kapsamında değerlendirilmesi olanaklı değildir.(CGK-K.2012/181).
2. Değer Azlığı Nedeniyle Ceza İndirimi
Zimmet suçunun konusunu oluşturan para veya para yerine geçen evrak veya senetlerin veya diğer malların değerinin azlığı nedeniyle, verilecek ceza üçte birden yarıya kadar indirilir (5411 sayılı kanun m.160/7).
Değerin azlığının, suçun işlendiği tarihteki ekonomik koşullar ve paranın satın alma gücü ölçüt alınmak suretiyle hakim tarafından tayin ve takdir edilmesi asıl olmakla birlikte, uygulamada birliğin sağlanması amacıyla zimmet suçlarına ilişkin kararların temyiz incelemesini yapan Özel Dairelerce yıllara göre belirlenmektedir. (YCGK-K.2012/181). Değerin az olup olmadığı belirlenirken faiz, sanığın suç konusu üzerinde elde ettiği yarar veya bankanın yoksun kaldığı kar gibi hususlar dikkate alınmaz.
Sanığın 8 mudi hesabından 05.11.2013-09.07.2014 tarihleri arasında 8 adet işlemle toplam 12.737,00 TL’yi mal edinmesi şeklinde gerçekleşen eylemlerinin zimmet suçunu oluşturduğunun kabulü ile toplam zimmet miktarı itibarıyla 5411 sayılı Yasanın 160/son madde ve fıkrası gereği değer azlığı nedeniyle ceza indirimi uygulanması gerektiği gözetilmelidir (Y7CD-K.2020/5344).
Bankacılık Zimmeti Suçunda Soruşturma ve Kovuşturma Usulü
5411 sayılı kanundaki bankacılık zimmeti suçunun soruşturma ve kovuşturulması ancak ilgili banka veya Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumunun savcılığa yazılı başvuruda bulunulması şartına bağlıdır. Yazılı başvuru şartı muhakeme şartı niteliğindedir (5411 sayılı kanun m.162). Başvurunun bankacılık zimmeti suçunu kapsaması gerekir. Örneğin, nitelikli dolandırıcılık suçu işlendiği gerekçesiyle suç duyurusu yapan bankanın başvurusu üzerine, bankacılık zimmeti suçu nedeniyle soruşturma başlatılamaz.
Ancak, 160. maddenin üçüncü fıkrasında belirtilen Faaliyet izni kaldırılan veya Fona devredilen bir bankanın zarar uğratılması suçunda dolayı soruşturma ve kovuşturmalar Kurumun veya Fonun yazılı bildirimi üzerine veya gecikilmesinde sakınca görülen hallerde re’sen Cumhuriyet savcılarınca yapılır ve Kurum ve Fon haberdar edilir. Bu fıkra uyarınca yapılan soruşturmalar neticesinde açılan kamu davalarında, Kurumun veya Fonun başvuruda bulunması hâlinde, bunlar başvuru tarihinde müdahil sıfatını kazanırlar.
Bankacılık zimmeti suçu nedeniyle başlatılan soruşturmalar neticesinde kovuşturmaya yer olmadığına karar verilirse, bu karar ilgisine göre Kuruma (BDKK) veya Fona ve ilgili bankaya tebliğ edilir. Kurum, Fon ve ilgili banka kendisine tebliğ edilen bu kararlara karşı 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununa göre 7 gün içinde itiraz hakkını kullanmaya yetkilidir. Kamu davası açılması hâlinde, iddianamenin bir örneği ilgisine göre Kuruma veya Fona tebliğ edilir (5411 sayılı kanun m.163).
5411 sayılı Kanun’un 162. maddesinde düzenlenen yazılı başvuru hem soruşturma hem de kovuşturma evrelerine ilişkindir. Aynı Kanun’un 162/1. maddesi uyarınca, bu Kanun kapsamındaki suçlara ilişkin soruşturmaya başlayabilmek için kurum ya da fon tarafından yazılı başvuruda bulunulması gerekmekte olup bir şekilde bu şart atlanmış ve soruşturma evresi tamamlanarak, iddianamenin kabulüyle kamu davası açılmışsa kovuşturma evresinin devamı için yine yazılı başvuru şartı aranacaktır. Bu hâllerde, mahkemece şartın yerine getirilmesi mümkün olduğundan ve yargılama süreci de başladığından “durma kararı verilmelidir (CGK-K.2021/429).
Bankacılık Zimmeti Suçunda Dava Zamanaşımı
Dava zamanaşımı, suçun işlendiği tarihten itibaren belli bir süre geçtiği halde dava açılmamış veya dava açılmasına rağmen kanuni süre içinde sonuçlandırılmamış ise, devletin cezalandırma hakkından vazgeçmesi ve ceza davasının düşmesi sonucunu doğuran bir ceza hukuku kurumudur.
5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun 160/1. maddesinde düzenlenen basit zimmet suçunda dava zamanaşımı, 15 (Onbeş) yıldır.
5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun 160/2. maddesinde düzenlenen nitelikli zimmet suçunda dava zamanaşımı, 20 (Yirmi) yıldır.
5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun 160/3. maddesinde düzenlenen faaliyet izni kaldırılan veya fona devredilen bankada zimmet suçunun dava zamanaşımı, 20 (Yirmi) yıldır.
Dava zamanaşımı süresi, suçun işlendiği tarih itibariyle işlemeye başlar. Suç, dava zamanaşımına uğramadığı müddetçe savcılık tarafından zamanaşımı süresi içerisinde her zaman soruşturulabilir.
Adli Para Cezasına Çevirme, Erteleme ve Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması
Adli para cezası, işlenen bir suça karşılık hapis cezasıyla birlikte veya tek başına uygulanabilen bir yaptırım türüdür. 5411 sayılı Kanundaki bankacılık zimmeti suçunun ceza miktarı itibariyle hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesi mümkün değildir.
Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması (HAGB) sanık hakkında hükmolunan cezanın belli bir denetim süresi içerisinde sonuç doğurmaması, denetim süresi içerisinde belli koşullar yerine getirildiğinde ceza kararının hiçbir sonuç doğurmayacak şekilde ortadan kaldırılması davanın düşmesine neden olan bir ceza muhakemesi kurumudur. 5411 sayılı Kanundaki bankacılık zimmeti suçunun basit halinde (5411 sk m.160/1) etkin pişmanlık hükümlerinin uygulandığı bazı durumlarda hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilmesi mümkündür. Diğer hallerde ceza miktarı nedeniyle HAGB kararı verilemez.
Cezanın ertelenmesi, mahkeme tarafından belirlenen cezanın cezaevinde infaz edilmesinden şartlı olarak vazgeçilmesidir. 5411 sayılı Kanundaki bankacılık zimmeti suçunun basit halinde (5411 sk m.160/1) etkin pişmanlık hükümlerinin uygulandığı bazı durumlarda cezanın ertelenmesi kararı verilmesi mümkündür. Diğer hallerde ceza miktarı nedeniyle cezanın ertelenmesi kararı verilemez.
Cezanın İnfazı, Koşullu Salıverme ve Denetimli Serbestlik
Kural olarak bankacılık zimmeti suçu gibi süreli hapis cezalarına mahkûm edilmiş olanlar cezalarının yarısını infaz kurumunda iyi halli olarak çektikleri takdirde, koşullu salıverilmeden yararlanabilirler (5275 sayılı kanun m.107/2). 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun 160. maddesindede yazılı suçlardan dolayı mahkûm olanlar, Fona veya Hazineye olan borçları ve tazminatları ödemediği veya bu borçlar ve tazminatlar malvarlıklarından tahsil olunamadığı sürece, bunlar hakkında koşullu salıverilme hükümleri uygulanmaz (5411 sayılı Bankacılık Kanunu m.167). Yani, kanun koyucu bankacılık zimmeti suçu açısından koşullu salıverme hükümlerinin uygulanabilmesi için Fona (Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu) ve Hazineye olan borçların ve tazminatların ödenmesini şart koşmuştur.
Banka zararı, 5411 sayılı Kanun’un 167. maddesi kapsamında Fona veya Hazineye ait değilse hükümlünün koşullu salıverilme hakkı mevcuttur:
5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun 167. maddesi gereğince, Fona veya Hâzineye olan borçları ve tazminatları ödemediği veya bu borçlar ve tazminatlar malvarlıklarından tahsil olunamadığı sürece anılan Kanun’un 160. maddesi uyarınca cezalandırılan kişilerin, koşullu salıverilme hükümlerinden faydalanmamasının gerekmesi karşısında, sanık hakkında Artvin Ağır Ceza Mahkemesince anılan dava kapsamında hükmedilen tazminatın, Fona veya Hâzineye ait bulunmadığı gözetilmeden, itirazın kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir (Y7CD-K.2015/18878).
Kamu bankalarının zararının giderilmemiş olması halinde hükümlü koşullu salıverilme hükümlerinden yararlandırılamaz:
Sözleşmesinin “Sermaye” başlıklı 6. maddesinde yer alan “Bankanın sermayesi 13.100.000.000 TL olup, bunun tamamı Türkiye Varlık Fonuna aittir” hükmü ile banka sermayesinin tamamı kamuya ait olan, hisseleri Türkiye Varlık Fonuna devredilen ve kamu bankası olan Ziraat Bankasının zararının hükümlü tarafından giderilmemiş olması nedeni ile hükümlü hakkında 5411 sayılı Kanun’un 167. maddesi uyarınca koşullu salıverilme hükümlerinin uygulanmayacağı gözetilmeden itirazın kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir (Y1CD-K.2022/1148).
Denetimli serbestlik, yasa tarafından belirlenen deneme süresinde, kişinin cezasının sosyal hayat içerisinde infazına olanak sağlayan bir ceza infaz hukuku kurumudur. Bankacılık zimmeti suçunda borçlar ve tazminatların ödenmediği hallerde hükümlü kişi denetimli serbestlik uygulamasından yararlanamaz. Borçlar ve tazminatlar ödendikten sonra hükümlünün koşullu salıverilme hakkı olduğundan denetimli serbestlikten yaralanma hakkı da mevcuttur.