Pazar, 28 Nisan 2024 21:05

Kanun Yararına Bozma Nedir? (CMK md.309)

Kanun Yararına Bozma Nedir? (CMK md.309)

Kanun yararına bozma, istinaf ve temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşen,

ancak hukuka aykırılıklar bulunan karar ve hükümlerin bozulması istemiyle Adalet Bakanlığı tarafından Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na başvurulmasıdır (CMK md.309/1). 1412 sayılı eski Ceza Muhakamesi Kanunu’nda kanun yararına bozma yolu, “yazılı emir” şeklinde düzenlenmişti.

Aleyhine kanun yararına bozma başvurusu yapılacak olan karar veya hüküm, hem maddi hukuka hem de usul hukukuna ilişkin hukuka aykırılıklar içerebilir. Her iki hukuka aykırılık halinde de kanun yararına bozma kanun yoluna gidilebilir.

Kanun yararına bozma başvurusuna konu olabilecek bazı mahkeme kararlarına şu örnekler verilebilir:

• Kural olarak istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeyen her türlü ceza mahkemesi kararı aleyhine kanun yararına bozma başvurusu yapılabilir.
• Ağır Ceza Mahkemesi‘nin infaz hukuku ile ilgili İnfaz Hakimliği tarafından verilen kararlara itiraz edilmesi üzerine verdiği kesin nitelikteki kararlar aleyhine kanun yararına bozma başvurusu yapılabilir.
• Savcılığın kovuşturmaya yer olmadığına dair kararına yapılan itiraz üzerine Sulh Ceza Hakimliği tarafından verilen itirazın reddi kararına karşı kanun yararına bozma yoluna gidilebilir.
• Cumhuriyet savcısının iddianamenin iadesine itiraz etmesi üzerine itirazı incelemeye yetkili merciin itirazın reddi kararı aleyhine kanun yararına bozma yoluna gidilebilir.
• Yetkisizlik kararının kaldırılması için yapılan itiraz üzerine mahkemenin itirazın reddi kararına karşı kanun yararına bozma başvurusu yapılabilir.
• Kesinleşen HAGB kararı aleyhine kanun yararına bozma başvurusu yapılabilir.
• İsinaf veya temyiz başvurusu yapılmadan kesinleşen icra ceza mahkemesi kararları aleyhine de kanun yararına bozma yoluna gidilebilir.
• Yargılamanın yenilenmesi (CMK m.311) başvurusunun redddine itiraz edilmesi üzerine yerel mahkemenin verdiği kesin nitelikteki karar aleyhine kanun yararına bozma yoluna gidilebilir.

Kanun yararına bozma yasa yolunda incelemeyi yapan Yargıtay dairesi, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının bozma talebinin kapsamıyla bağlıdır. Yargıtay Ceza Dairesinin Yargıtay Başsavcılığının talep etmediği bir hususta karar vermesi mümkün değildir.

Kanun yararına bozma kararı, şüpheli veya sanık lehine sonuç doğurabileceği gibi aleyhine de sonuç doğurabilir. 5271 sayılı kanunda kanun yararına bozmanın şüpheli veya sanık aleyhine sonuç doğurmayacağına ilişkin hüküm bulunmadığından kanun yararına bozma kararı aleyhe sonuçlar da doğurabilir.

Kanun Yararına Bozma Başvurusu Nereye ve Nasıl Yapılır?

Kanun yararına bozma başvurusunu yapma yetkisi Adalet Bakanlığı’na aittir. Ancak, yargılama sırasında karar veya hükme cumhuriyet savcısı, sanık, hakim, mahkeme, şikayetçi veya müdahil olarak katılan kişiler de yasa yararına bozma kanun yolunu kullanması için Adalet Bakanlığı’ndan talepte bulunabilir. Adalet Bakanlığı, yargılamaya daha önce katılan kişilerin bu talebiyle veya talebin içerdiği hukuki görüşlerle bağlı değildir.

Hemen belirtelim ki, Adalet Bakanlığı’ndan kanun yararına bozma başvurusu yapması için talepte bulunanların, bu taleplerini hukuki dayanakları ile birlikte açıklayarak ceza davası dosyasında hukuka aykırılıklara dikkat çekmesi Adalet Bakanlığı’nın bu konuda harekete geçirilmesi açısından çok önemlidir.

Adalet Bakanlığı kendiliğinden veya ilgilisinin başvurusu üzerine, karar veya hükmün Yargıtayca bozulması talebini, yasal nedenlerini belirterek Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına yazılı olarak bildirir (CMk md.309/1). Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı, Adalet Bakanlığı tarafından kendisine gönderilen istem yazısındaki yasal nedenleri aynen yazarak karar veya hükmün bozulması istemini içeren yazısını Yargıtayın ilgili ceza dairesine verir. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı, yasa yararına bozma istemini o suç ile ilgili hangi ceza dairesi görevli ise o daireye verir.

Kanun yararına bozma başvurusunda ileri sürülen nedenlerin Yargıtayca yerinde görülmesi halinde karar veya hüküm yasa yararına bozulacak, yerinde görülmezse istem reddedilecektir.

Hangi Kararlar Aleyhine Kanun Yararına Bozma Başvurusu Yapılamaz?

Kanun yararına bozma, ancak hakim veya mahkeme tarafından verilmiş olup da maddi hukuka veya usul hukukuna önemli hukuka aykırılıklar içeren kararlar aleyhine gidilebilen bir kanun yoludur. Bu nedenle, Cumhuriyet başsavcılıkları tarafından verilen kovuşturmaya yer olmadığına dair karar veya idari yaptırım kararları aleyhine kanun yararına bozma başvurusu yapılamaz

Hakim veya mahkemenin verdiği karar istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeden kesinleşse bile, aşağıdaki hallerde kanun yararına bozma başvurusu yapılamaz (Yargıtay CGK – 2016/4 karar):

• Hâkimlerin takdir hakkı kapsamına giren ve suç işleyenler için bir hak teşkil etmeyen hususlar kanun yararına bozma başvurusunun konusu olamaz.
• Mahkemenin takdirine bağlı istekler ve uygulamadaki takdir yanılgıları kanun yararına bozma başvurusu konusu yapılmaz. Örneğin, TCK md.62 gereği koşulları oluşmasına rağmen, hükmedilen cezadan 1/6 oranında yapılması gereken takdiri indirim yapılmamışsa, bu husus kanun yararına bozmaya konu edilemez.
• Hakimin takdirini yerinde kullanıp kullanmadığının denetlenmesine ilişkin başvurular, temyiz yasa yolundan farklı olarak yasa yararına bozma konusu yapılamayacağından, bu yolla denetlenemez.

Usulüne uygun olarak tebliğ edilmeyen ve bu nedenle kesinleşmeyen kararlar aleyhine de kanun yararına bozma yoluna başvurulamaz (Y3CD-K.2022/5494).

Kanun Yararına Bozma Nedenleri Nelerdir?

İstinaf veya temyiz incelemesinden geçmeden kesinleşen tüm karar ve hükümler aleyhine kanun yararına bozma başvurusu yapılabilir. Kanun, kanun yararına bozma başvurusu nedenlerini sınırlamamıştır. Kanun yararına bozma başvurusu, maddi hukuk veya usul hukukuna ilişkin hukuka aykırılık nedenlerine dayanılarak yapılabilir. Örneğin, tanıkların mahkeme tarafından dinlenmemesi usul hukukuna dair bir başvuru nedenidir. Suçun vasfı basit dolandırıcılık olmasına rağmen sanığa nitelikli dolandırıcılık suçundan ceza verilmesi maddi hukuka ilişkin bir başvuru nedenidir.

Kanun yararına bozma, olağanüstü bir kanun yolu olduğundan bu yola başvurabilmek için hukuka aykırılığın ciddi bir boyuta erişmesi gerekir. Çünkü, diğer tarafta kesin hüküm teşkil eden bir karar vardır, kesin hükmün otoritesi de sarsılmamalıdır.

Mahkemenin delillerin takdirinde hataya düştüğü gerekçesiyle kanun yararına bozma başvurusu yapılamaz. Takdir hataları, ancak itiraz, istinaf veya temyiz gibi kanun yollarında değerlendirme konusu yapılabilir.

Yargıtay Kanun Yararına Bozma Talebi Üzerine Nasıl Karar Verir?

Yargıtay ceza dairesi, kendisine yapılan kanun yararına bozma başvurusunun yerinde olduğu kanaatine varırsa, karar veya hükmü kanun yararına bozar ve yerel mahkemeye gönderir. Ancak, kanun yararına bozma isteminin kabulü hükümlünün cezasının kaldırılmasını gerektiriyorsa cezanın kaldırılmasına, daha hafif bir cezanın verilmesini gerektiriyorsa bu hafif cezaya Yargıtay ceza dairesi dosyayı yerel mahkeme göndermeden doğrudan kendisi hüküm verir (CMK md.309/4-d). Örneğin, adam öldürmeye teşebbüs suçu nedeniyle yargılanan sanığın işlediği suçun vasfında yerel mahkemenin yanıldığı, suçun adam öldürmeye teşebbüs değil de kasten adam yaralama suçu olduğu değerlendirildiğinde, Yargıtay ceza dairesi adam öldürmeye teşebbüs suçu nedeniyle verilen eski cezayı kaldırır ve sanığın daha az ceza gerektiren kasten adam yaralama suçu nedeniyle cezasını doğrudan kendisi hükmeder.

Hemen belirtelim ki, Yargıtay veya İstinaf Mahkemesinin daha önce esastan incelemediği, istinaf veya temyiz başvurusunun usulden reddedildiği kararlar aleyhine de kanun yararına bozma yoluna gidilebilir.
Kanun yararına bozma istemini kabul eden ilgili Yargıtay ceza dairesi aşağıdaki hallerde dosyayı yeniden yargılama yapmak üzere yerel mahkemeye gönderir (CMK md.309/4):

• Durma kararı gibi “davanın esasını çözmeyen” bir karara ilişkin kanun yararına bozma isteminde bulunulmuşsa, dava dosyası kararı veren yerel mahkemeye gönderilir. Kararı veren hâkim veya mahkeme, gerekli inceleme ve araştırma sonucunda yeniden karar verir.
• Aleyhine yasa yoluna bozma başvurusu yapılan hüküm sanığın mahkumiyeti ile sonuçlanmış olabilir. Bu halde, kanun yararına bozulan mahkumiyet hükmünün, davanın esasını çözmeyen yönüne veya savunma hakkını kaldırma veya kısıtlama sonucunu doğuran usul işlemleri, kararı veren hâkim veya mahkemece yeniden yapılarak yargılama neticesine göre gereken hüküm verilir. Bu hüküm, önceki hükümle belirlenmiş olan cezadan daha ağır olamaz.
Kanun yararına bozma başvurusu nedenleri, davanın esasını çözüp de mahkûmiyet dışındaki hükümlere ilişkin ise, aleyhte sonuç doğurmaz ve yeniden yargılamayı gerektirmez (CMK md.309/4-c).

Kanun Yararına Bozma Kararı İnfazı Durdurur mu?

Kanun yararına bozma, olağanüstü bir kanun yoludur. Bu nedenle, kanun yararına bozma kararı, kesinleşmiş hükmün infazını kendiliğinden infazı durdurmaz. İnfazın durdurulması isteniyorsa ilgili mahkemeden ayrıca talepte bulunulması gerekir.

İnfazın durdurulması talebi hem kanun yararına bozma istemini inceleyen Yargıtay ceza dairesinden hem de dosyanın gönderildiği yerel mahkemeden istenebilir. Kanun yararına bozma yoluyla verilen kararlar, infaz süresi açısından hükümlü aleyhine uygulanamaz.

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının Resen Kanun Yararına Bozma Başvurusu (CMK md.310)

Kanun yararına bozma isteminde bulunma yetkisi kural olarak Adalet Bakanlığı’na aittir. Ancak, istisnai bazı durumlarda Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı da kendiliğinden kanun yoluna bozma başvurusu yapabilir.

Bozma sebebi hükümlünün cezasının kaldırılmasını veya daha hafif bir cezanın verilmesini gerektiriyorsa Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı tarafından da kanun yararına bozma yoluna gidilebilir.

Bu yola Adalet Bakanlığı tarafından başvurulduğunda, bu yetki artık Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı tarafından kullanılamaz.

Kanun Yararına Bozma ve Zamanaşımı

Kanun yararına bozma, kesinleşen ceza mahkemesi kararlarına karşı gidilen olağanüstü bir kanun yolu olduğundan, kanun yararına bozma isteminin Yargıtay tarafından kabul edilmesinden sonra yapılacak yargılama sırasında dava zamanaşımı hükümleri uygulanamaz. Kesinleşen hükmün Yargıtay tarafından yasa yararına bozulmuş olması, sanığın hükümlü sıfatı almasını etkilemez; bu nedenle kanun yararına bozma talebinin kabulü üzerine yapılan yargılamada hükümlü hakkında dava zamanaşımı şartlarının değil, ceza zamanaşımı şartlarının oluşup oluşmadığı değerlendirilebilir (Yargıtay 2. CD - Karar: 2014/19694).

 

Okunma 11 kez