Pazar, 28 Nisan 2024 20:28

Tefecilik Yapma Suçu Nedir? (TCK 241)

Tefecilik Yapma Suçu Nedir? (TCK 241)

Tefecilik suçu, kazanç sağlamak maksadıyla bir kimseye

“doğrudan ödünç para verme”, “senet kırdırma” veya “kredi kartıyla pos cihazından para çekme” yollarıyla ödünç para verilmesiyle oluşan ekonomik bir suçtur (TCK md.241).

Tefecilik yapma suçu, TCK’nın “Ekonomi, Sanayi ve Ticarete İlişkin Suçlar” bölümünde düzenlendiğinden hem mali finansmana ihtiyacı olan genel ekonomik hayatı hem de mali sıkıntı içinde olan bireyin sömürülmesini korumaktadır.

Suçun tanımından da anlaşılacağı üzere tefecilik suçu üç şekilde işlenebilir:

• Doğrudan Ödünç Para Verme Yoluyla Tefecilik Suçu: Bir kimseye kazanç sağlamak için ileriki bir tarihte faizli bir şekilde geri ödenmek üzere doğrudan ödünç para verme yoluyla işlenir.
• Senet veya Çek Kırdırma Suretiyle Tefecilik Suçu: Kazanç elde etme amacıyla ileriki tarihli bir senedi veya çeki vadesinden önce belli bir iskonto uygulamak suretiyle kırdırmaktır.
• Pos Cihazı Tefeciliği: Pos tefeciliği suçu, kazanç sağlamak amacıyla kredi kartıyla pos cihazından para çekerek belli bir meblağı komisyon olarak alma şeklinde işlenir.

Tefecilik Suçunun Unsurları

Tefecilik Suçunun Konusu: Ödünç olarak verilen her şey tefecilik suçunun konusunu oluşturmaz. Tefecilik suçunun konusu paradır. Paranın Türk parası (TL) ya da yabancı para olmasının hiçbir önemi yoktur. Örneğin, bir kimse 1000 dolar veya euro parayı kazanç elde etmek amacıyla ödünç verip karşılığında 1200 dolar veya euro çek-senet aldığında tefecilik suçu meydana gelir. Özellikle belirtmek gerekir ki, takı, altın, gümüş ve benzeri değerli madenler tefecilik suçunun konusu olamaz. Ancak, uygulamada bazı kuyumcuların altın satıyormuş gibi yapıp senet veya çek aldığı, gerçekte satmadığı altını faturalayarak daha sonra ikinci el altın (hurda altın) olarak aynı kişiden satın aldığı görülmektedir. Bu durumda, gerçek bir altın alışverişi olmadığı için tefecilik suçu vücut bulmaktadır. Suçun ispatı için şikayetçinin iddiası doğrultusunda vergi incelemesi yapılarak vergi inceleme raporu düzenlenmektedir.

Tefecilik Suçunda Kazanç: Tefecilik suçunun oluşabilmesi için tefecinin kazanç sağlamak maksadıyla hareket etmesi gerekir. Kazancın fiilen elde edilmesi suçun tamamlanması için şart değildir. Tefecilik yapma suçunun konusu olan paranın kazanç elde etmek üzere ödünç verilmesiyle suçun unsurları tamamlanmış olur. Tefecilik suçunda kazanç, faiz olabileceği gibi başka bir malvarlığı değeri de olabilir.

Tefecilik Suçunda Hareket Unsuru: Yargıtay 765 sayılı eski TCK döneminde ve 5237 sayılı TCK’nın ilk yıllarında tefecilik suçunun meydana gelmesi için birden fazla kimseye ödünç para verilmesini ve suçun meslek edinilmesini şart koşmaktaydı. Ancak, bugünkü Yargıtay uygulaması tefecilik suçunun oluşması için sadece bir kişiye ödünç para verilmesini yeterli görmektedir. Birden fazla kişiye ödünç para verilmesi halinde TCK md. 43 gereği zincirleme suç hükümleri uygulanarak failin cezası belli oranlarda arttırılacaktır. Tefecilik suçunun hareket unsuru, kazanç elde etmek amacıyla başkasına ödünç para verme işlemidir. Bu suçun oluşması için öncelikle ikrazatçılık (ödünç para verme işlemi) yapmak üzere kanunen yetkili organlardan izin alınmamış olmalı ya da verilen iznin iptal edilmiş olması gerekir. İzin alınarak faiz karşılığında ödünç para verilmesi eylemi suç olmayacaktır. Tefecilik suçunun oluşması için, fail tarafından başka birisine ödünç olarak para verilmiş olması gerekmektedir. Ayrıca verilen bu paranın da kazanç elde etmek amacıyla verilmiş olması gerekir. Bir kimsenin paraya ihtiyacı olan kişiye yardımcı olmak amacıyla para verip bir süre sonra geri alması suç oluşturmayacaktır.

Suçun Mağduru: Esasen tefecilik suçu iki taraflı bir karşılaşma suçudur. Yani, bir tarafta kazanç elde etmek amacıyla ödünç para veren, diğer tarafta ödünç para alan kişi vardır. Ancak, kanun suç politikası gereği ödünç para alanı cezalandırmamaktadır. Yargıtay uygulamasında da faiz karşılığı ödünç para aldığı iddia edilen kişi tefecilik suçunun mağduru olarak kabul edilmektedir (Yargıtay 5.CD- Karar: 2014/5447). Mağdur, şikayetçi olarak ceza davasına müdahil olabilir.

Senet veya Çek Kırdırma Yoluyla Tefecilik: Kambiyo senetleri (çek, bono-senet vb…) Ticaret Kanunu’na göre birer ödeme aracıdırlar. Ticari hayatta kambiyo senetlerinin ödeme aracı olması işlevi dışında kullanıldığı da bilinmektedir. Örneğin, bir çek veya senet, doğmuş veya doğacak bir borcun teminat olarak da verilebilir. Çek veya senedin icra yoluyla borçludan tahsil edilmesindeki kolaylık nedeniyle tefecilik suçunda çok sık kullanıldığı bilinmektedir. Uygulamada, çek veya senet ciro edilerek tefeciye verilmektedir. Yani, gerçek bir borç ilişkisine dayanan ileriki tarihli (vadeli) çek veya senedin alacaklısı; tefeciye gitmekte, tefecinin talep ettiği belli miktarda bir iskontoyla söz konusu çek veya senetteki alacağını adeta satmaktadır. Tefeci, senet veya çek alacaklısına iskonto ettiği para miktarını düşerek geri kalanını vadesinden önce ödemekte; kendisi de kambiyo senetlerinin vadesi geldiğinde alacağı senet veya çek üzerinde borçlu gözüken kişiden talep etmektedir. Yargıtay uygulamasında bu işleme “çek veya senet kırdırma yoluyla tefecilik suçu” denilmektedir. Örneğin, 100.000 TL’lik bir alacağını 3 ay vadeli senede bağlayan kişi bu senedi tefeciye kırdırarak karşılığında 80.000 TL nakit almışsa tefecilik suçu işlenmiş olur.

Kredi Kartı Kullanarak Pos Cihazı Tefeciliği: Pos cihazı, ticari hayatta en yaygın ödeme aracıdır. Uygulamada tefecilik yapan kişi, paraya ihtiyacı olan kişiye “borç para” olarak nitelediği belli bir miktarda parayı vermekte, parayı alan kişiyle yaptığı anlaşma çerçevesinde verdiği paraya belli bir miktarda faiz ekleyerek toplam miktarı pos cihazından çekmektedir. Böylece, parayı alan kişi nakit ihtiyacını karşılamakta, tefeci ise kredi kartını kullanarak pos cihazından “faizli” para çekmek suretiyle kazanç elde etmektedir. Yargıtay, bu şekildeki tefecilik suçuna “pos cihazı tefeciliği” demektedir.

Özellikle belirtelim ki, tefecilik suçu nedeniyle yapılan yargılamalarda hazineye mutlaka bildirimde bulunularak ceza davasına müdahil olma hakkını kullanması imkanı verilmelidir.

Tefecilik Suçunun Cezası (TCK 241)

Tefecilik suçunun cezası şu şekildedir:

• Kazanç elde etmek amacıyla başkasına ödünç para veren kişi, iki yıldan altı yıla kadar hapis ve beşyüz günden beşbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır (TCK 241/1).
• Suçun bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmesi hâlinde verilecek ceza bir kat artırılır (TCK 241/2).

Tefecilik suçunun işlenmesi suretiyle yararına haksız menfaat sağlanan tüzel kişiler hakkında bunlara özgü güvenlik tedbirlerine hükmolunur. (TCK 242)

Kanun maddesinde suçun cezası, hapis cezası ile adli para cezasının birlikte uygulanması suretiyle düzenlenmiştir. Yani, fail hem hapis cezasına hem de işlenen suçun vehametinin derecesine göre miktarı belirlenmek üzere adli para cezasına mahkum edilecektir.

Tefecilik Suçu ile Yağma Suçu Arasındaki İlişki

Tefecilik yapan kimsenin, tefecilik kapsamında mağdura ödünç olarak verdiği parayı tehdit veya cebir kullanarak geri istemesi halinde yağma suçu oluşur. Tehdit ve cebir uygulayarak ödünç verdiği parayı geri isteyen fail hem tefecilik suçu hem de yağma suçu (gasp suçu) nedeniyle cezalandırılacaktır. Bu durumda, bir hukuki ilişkiya dayanan alacağı tahsil amacıyla yağma suçunu düzenleyen TCK m.150’deki daha az cezayı gerektiren hal hükümleri de uygulanamaz. Çünkü, mağdur ile tefeci arasındaki ödünç ilişki, hukuk düzenince korunan bir hukuki ilişki değildir.

Sanıkların katılana tefecilik yolu ile verdikleri ödünç paraları tahsile yönelik 09.10.2010 ve 10.10.2010 tarihlerindeki eylemlerini aynı malvarlığına yönelik olarak aynı kasıt altında gerçekleştirmeleri nedeniyle eylemlerin bütün halinde tek bir yağma suçunu oluşturduğu gözetilmeyerek yazılı şekilde iki ayrı yağma suçundan mahkumiyet hükümleri kurulması, bozma nedenidir (Y6CD-K.2023/9981).

Tefecinin mağdura ödünç verdikten sonra parayı geri almak için senet istemesi, senedi alırken de cebir ve tehdit uygulaması halinde TCK m.148/2‘de düzenlenen senet yağması suçu meydana gelir. Bu durumda gerçek içtima kuralları gereği fail hem tefecilik suçu hem de senet yağması suçundan cezalandırılmalıdır.

Sanık ve suç arkadaşının tefecilik yoluyla para verdikleri mağdurdan tehdit yoluyla senet alıp para tahsil etmye yönelik eylemlerinin bir bütün halinde yağma suçunda aranan cebir ve şiddet boyutuna ulaştığı anlaşılmakla yağma suçunun unsurları oluşmuştur (Y6CD-K.2023/9239).

Tefecilik Suçu Nasıl İspat Edilir?

Tefecilik suçunun ispatı konusunda en önemli nokta, hayatın olağan akışı içerisinde suçun mağduru ile faili arasında para alışverişi dışında bir ilişki olup olmadığının belirlenmesidir. Bu çerçevede fail ile mağdur arasında yakın akrabalık ilişkisi, uzun yıllara dayanan arkadaşlık veya komşuluk ilişkisi olup olmadığı araştırılır.

Faile ait işyerlerinde başkaları tarafından imzalanmış senetler veya çekler elde edilmesi halinde; çek veya senetlerin neden bulundurulduğu faile sorulmalı, çek ve senet üzerinde borçlu gözüken kişilerin beyanı alınmalı, gerekirse vergi dairesine başvurularak bir vergi inceleme raporu düzenlenmesi istenmelidir.

Tefecilik Suçunda Şikayet, Uzlaşma, Zamanaşımı ve Görevli Mahkeme

Tefecilik suçu takibi şikayete bağlı suçlar arasında değildir. Suç, savcılık tarafından resen soruşturularak kamu davası açılır. Şikayetten vazgeçme, ceza davasının düşmesi sonucunu doğurmaz.

Uzlaşma, suç isnadı altındaki şahıs ile suçun mağduru olan şahsın bir uzlaştırmacı aracılığıyla iletişim kurarak anlaşmasıdır. Tefecilik yapma suçu, uzlaşma kapsamında olan suçlardan değildir.

Dava zamanaşımı, suçun işlendiği tarihten itibaren belli bir süre geçtiği halde dava açılmamış veya dava açılmasına rağmen kanuni süre içinde sonuçlandırılmamış ise ceza davasının düşmesi sonucunu doğuran bir ceza hukuku kurumudur. Tefecilik suçunun dava zamanaşımı süresi 15 yıldır. Söz konusu suç, 15 yıllık dava zamanaşımı süresi içerisinde her zaman soruşturulabilir ve fail hakkında kamu davası açılabilir.

Tefecilik suçu hakkında yargılama yapma görevi, asliye ceza mahkemesi tarafından yerine getirilir.

Adli Para Cezasına Çevirme, Erteleme ve Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması

Adli para cezası, işlenen bir suça karşılık hapis cezasıyla birlikte veya tek başına uygulanabilen bir yaptırım türüdür. Tefecilik yapma suçu nedeniyle hükmedilen hapis cezası, ceza miktarı ve adli para cezasının hapis cezası ile birlikte yaptırım olarak düzenlenmesi nedeniyle adli para cezasına çevrilemez.

Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması sanık hakkında hükmolunan cezanın belli bir denetim süresi içerisinde sonuç doğurmaması, denetim süresi içerisinde belli koşullar yerine getirildiğinde ceza kararının hiçbir sonuç doğurmayacak şekilde ortadan kaldırılması davanın düşmesine neden olan bir ceza muhakemesi kurumudur. Tefecilik yapma suçu nedeniyle hükmedilen hapis cezası hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması (hagb) kararı verilmesi mümkündür. Tefecilik suçlarından kurulan hükümlerde Ceza Muhakemeleri Kanunu’nun 231. maddesinin (hükmün açıklanmasının geri bırakılması) uygulanmasında, aynı Yasa’nın 231/6-c maddesindeki “Zararın giderilmesi” koşulunun aranması olanaksızdır (Y9CD-K.2021/3171). Bu nedenle, tefecilik suçunda zararın giderilmesi şartı aranmadan hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilmesi gerekir.

Cezanın ertelenmesi, mahkeme tarafından belirlenen cezanın cezaevinde infaz edilmesinden şartlı olarak vazgeçilmesidir. Tefecilik yapma suçu nedeniyle hükmedilen hapis cezasının ertelenmesi de mümkündür.

 

Okunma 13 kez